14 Ocak 2024 Pazar

BU FABRİKADA İŞÇİ MAAŞI EN AZ 80.665 TL

Muhtemelen rakamı yanlış mı gördük diye kendinize sormuş olabilirsiniz. Yok, kesinlikle yanlış görmediniz görmediniz bu fabrikada işçi maaşı asagari ücretin neredeyse 5 katı...

Kimden mi bahsediyoruz?

Uzel makineden. Uzel Ailesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun Rusçuk kentinde 1864 yılında fayton üretmeye ve bu faytonların satışını gerçekleştirmeye başlar.

Uzel imzalı, el yapımı faytonlar Osmanlı İmparatorluğu'nun dört bir yanında kullanılır. 1937’de Uzel Grubu'nun kurucusu ve ilk Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Uzel, Bursa'da bir şahıs firması kurar ve motorlu araçlar için yaprak yay üretimine başlar. 1961 yılında, İbrahim Uzel motorlu bir taşıt üretme hayalini gerçeğe dönüştürür ve tarım traktörü üretimine başlar. 1997’de Uzel hisselerinin %15'i Morgan Stanley'in koordinasyonuyla İstanbul ve Londra borsalarında halka arz edilir.

Bir dönem Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları listesinde yer alan, traktör üretiminde Dünya'nın en büyüklerinden biri olan Uzel’de baba Ahmet Uzel’in ölümü ile çöküş süreci de başlamış oldu. Ahmet Uzel’in çocukları arasında yaşanan tartışmalar dev fabrikanın da sonunu getirdi. Bu fabrikanın yerinde şimdi yeller esiyor ve büyük bir inşaat projesi gerçekleşiyor.

İnternette dolaşırken DİSK'e bağlı T. Maden-İş Sendikasının yaptığı sözleşme dikkatimizi çekti.

Yıllar 1977 yılını gösterdiğinde yapılan sözleşme maddelerine bakıldığında gözlerinize inanamıyorsunuz. 

Asgari ücretin tam 4,7 katı maaş, yakacak yardımı, bayram ödeneği, her yıl için 40 günlük kıdem, devamlılık primi, her çocuk için eğitim yardımı vs.

Tek kelime ile muhteşem bir anlaşma. Türkiye Maden-iş Sendikası, uzman ekonomistler, avukatlar ve öğretim görevlisi olan çalışanları ve danışmanları olan, bünyelerindeki ar-ge departmanı ile hem şirketin hakkına girmiyor, hem de işçinin hakkını tam anlamıyla alıyor.Bir yandan işçiler yüksek maaşlar alırken, öte yandan fabrikalar büyüyor ve yenileri açılıyorsa demekki herşey doğru yapılıyor.

Muhtemelen DİSK'e bağlı T. Maden-İş Sendikası'nın özellikle 70'li yıllardaki başarısının altına yatan temel bu olmalı. Liyakatlı, dürüst ve adil yöneticiler, bilimsel yöntemler ve sonucunda işçi lehine harika işler..

O günlere dönüp baktığımızda bu anlaşma, günümüzde hakkımızı korumayı bırakın, hakkımızı aramayı bile ne kadar unuttuğumuzun bir göstergesi değil mi?

Bizler hakkımızı aramayı unuttuğumuzda birileri bizim yerimize hakkımızın ölçüsünü belirliyor, 


veriyor ya da vermiyor...

22 Eylül 2023 Cuma

YETENEĞİ YÖNETEMEYEN YÖNETİCİ

Çok değerli patronum,

Geçen gün yapılan toplantının üstüne bu mektubun çok iyi gideceğine inanıyorum.

Katrina Kasırgasına (Hurricane Katrina) dönen toplantıda herkesi suçlayıp, çalışanların yeterince aidiyete sahip olmadığını, işlerini savsakladığını, önemsediğini, işine sahip çıkmayanların hemen gönderilmesini, gitmek isteyenlerin bir saniye bile durmamasını söylemişsiniz.

Elbette bunların bir kısmı haklı gerekçelerdir. İşine sahip çıkmayan ve yeteri kadar özveri göstermeyen çalışanın gitmesi gerekliliği konusunda hemfikiriz.

Öte yanda son zamanlarda kaybettiğimiz yetenekli çalışanlarımıza baktığımızda, sektörün çok gerisinde kalan ücret politikamız ve yöneticilerimiz yüzünden olduğunu çok net söyleyebiliriz.

Araştırmayı seven, iletişimi güçlü, takipçi, öğrenme ve eğitme isteği yüksek bu çalışanlarımızın maaş harici ihtiyaçlarını karşılayabiliyor muyuz?

Cevabı hemen verelim, hayır karşılayamıyoruz. Biz yetenekleri yönetemiyoruz.

Öncelikle fikir üretilmesini engelleyen, bana akıl vermeyin dediğimi yapın felsefesi şirketin bütün departmanlarında yaygın. İşini, kariyerini, projelerini konuşamayan bir çalışan bu şirkette niye dursun.

Yöneticiler, çalışanlarını alıp performanslarını, pozitif yönlerini, geliştirmesi gereken yönleri söylemeli, bir eğitim planlaması yapmalıki hem şirkete karşı aidiyetleri gelişsin hem de kariyer planı yapabilsinler.

Çalışanı sadece mesaisine gelip giden bir çalışan olarak görüp, ona bir insan olduğu içinde değer vermeyi unutmak yeteneğin kaçışına sebep veren bir başka önemli etken.

Bir başka önemli etkende güven. Şirketin ve yöneticisinin her zaman arkasında olduğunu bilmek, bu konuda güven duymak çalışanın aidiyetini artırmak için çok önemli konular.

Neticede bunların totalinde başarılı bir ekip kurmakda imkansızlaşıyor.

Naçizane bir tavsiye verecek olursak, gidene git demektense yetenekleri nasıl çekerizi konuşmalıyız. Yetenekleri şirketimize çektikten sonrada bunları nasıl elimizde tutarıza odaklanırsak daha fazla yol alırız...

Yönetici bazında işe alırken, yeteneği yöneten yönetici almaya odaklanın. Yeteneği yönetemeyen yönetici değil...

Sevgi ve Saygılarımla